22 Şubat 2015 Pazar

Bol Spoiler Barındıran Breaking Bad Yazısı: Aile gerekli bir kurum mudur ?

Breaking Bad dizisi final yapalı neredeyse 2 yıl oldu; dizi sektörünün özellikle de yabancı dizelerin sürekli güncellendiğini göz önünde bulundurursak bu yazı başlangıçta bir hayli demode olarak gözükebilir. Ancak Breaking Bad'i henüz yeni izlemiş birisi olarak 5 sezon boyunca dizinin sorguladığını düşündüğüm iki başlık, beni, bu kısa iki üç paragrafı, bloguma not etmeye itti.


Başlıklardan ilki Aile olgusuydu.Dizinin bütününde aile kavramına ilişkin alttan alta ciddi sorgulamalar yapıldığını fark ettim; şöyle ki: Mr. White kanserden ölmeden önce ailesi için (onlara ömür boyu yetebilecek) para bırakmayı hedeflemekteydi. Bunu yapabilmesi için (kanserden dolayı) hem çok az bir süresi vardı hem de meth üretmekten başka çaresi yoktu. Çünkü o kadar kısa sürede o kadar çok parayı başka türlü kazanamazdı. Diziyi izleyenler bilir; White, bu yolda başarılı olabilmek adına, hemen her şeyi yapar ve istemeye istemeye kötü bir insan olur; ama uyuşturucu dünyasında başka seçeneği de yoktur. 

Sonuç olarak hayatının son günlerinde ailesi için bir şeyler yapabilmek için uğraşan White, dizinin sonunda hem eşi hem de oğlu tarafından nefret edilen ve dışlanan bir insana dönüşür. Dizinin başından sonuna White'ı yanlış anlayan her seferinde ona sırtını dönen eşi ve çoğu zaman her konuya ön yargıyla yaklaşan en kritik noktada White'ı birkez bile dinlemeyip defterden silen oğlu, seyircinin kendisine bir soru sormasını sağlar: Aile gerekli bir kurum mudur?

Birden bire etrafındaki herkes tarafından linç edilmek istenen, nefret objesi haline dönüştürülen White'ın öyküsü, neredeyse tüm herkes tarafından kutsal kabul edilen aile bağlarının sorgulanmasına yol açıyor. Başta kapitalızmin ve Amerikan toplumunun temel taşı olarak görülen ve çok önemsenen aile kurumunun sevgi bağları, White'ı koruyan, ayakta tutan bir şey olmaktan çıkar; tam tersine onu adım adım yokeden sinsi bir ura dönüşür.

Dizinin sorguladığını düşündüğüm bir diğer konu ise iyilik, kötülük kavramları. Zira White, dizi boyunca, iyilik yapmak istedikçe, kötülüğe başvurmuştur. Kötülüğe başvurmadığı zamandaysa hep savunmasız kalmış horlanmıştır. Örneğin, kanser olduğunu öğrenmeden önce henüz bir lise öğretmeniyken, etrafı tarafından küçümsenen, aşağılanan White, bir uyuşturucu baronuna dönüştüğünde, herkesin korktuğu, çekindiği bir insana dönüşür. Sonuç itibariyle dizinin ikinci ana sorunsalı " iyilik, kime göre iyilik; kötülük, kime göre kötülük " etrafında düğünleniyor. 

Son olarak yukarıda bahsedilenler dışındaki tespitlerimi de maddelendirerek bitireyim.

  • Öncelikle başta Gus ve onun sonradan işe aldığı tetikçisi olmak üzere dizideki neredeyse tüm siyahiler kötü olarak gösteriliyor; avukat Goodman'in koruması ise tam bir aptal olarak resmediliyor. Tüm bunlara bakarak insan ister istemez soruyor, dizide gizli bir siyah düşmanlığı mı var ?
  • Dizide Skylar çekilmez, onun kız kardeşi güvenilmez son olarak White'ın Gus'tan sonraki son ortağı olan kadın ise hepsinden kötü; kısacası, dizide genel olarak kadınlar ya kötü ya da ayak bağı olarak gösteriliyor... Sanki ?
  • Dizide Hispanikler zaten kötü! Yahut hiç bulaşılmaması gereken insanlar; kızılderililer ise tamamen ahmak! Kısacası dizide iyi olanlar sadece Hank ya da White gibi erkek ve de beyaz Amerikalılar.
  • Sonuncu maddemiz de bir soru olsun: Sizce de Gustavo Fring, Obama'ya benzemiyor mu?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder